Koşukavak Yöresi Kültür ve Dayanışma Derneği

Koşukavaklıların buluştuğu yer...

Bulgaristan Türkleri

Türkiye-Bulgaristan İlişkilerinin Bulgaristan'daki Türkler Açısından Değerlendirilmesi - Türkiye - Bulgaristan İlişkileri ve Bulgaristan Türklerinin Durumuna Etkisi

Makale Dizini

3. Türkiye - Bulgaristan İlişkileri ve Bulgaristan Türklerinin Durumuna Etkisi

1989 yılından önce, Bulgaristan ile Türkiye arasında yapılan resmî ziyaretler ve kurulan ilişkiler, genelde göç anlaşmalarının imzalanmasına yol açmakta idi. Örneğin, 1968’de Todor Jivkov’un Türkiye’yi ziyaret etmesi ile iki ülke arasında “iyi dostluk ve komşuluk dönemi” başlamıştı. Bu ziyaret sırasında, yakın akraba göçüne (1969 - 1978) yol açan bir göç anlaşması imzalanmıştır. Türkiye’de dostluk havası eserken, arka plânda Bulgaristan, Türk azınlık üzerindeki baskıyı artırıyordu. Pomakların adları, aslında böyle bir dönemde; yani 1972 - 1974 yılları arasında değiştirilmiştir.(57) 1981 – 1983 yılında, devlet başkanları düzeyindeki karşılıklı ziyaretler sırasında, Türkçe konuşan Müslüman Çingenelerin adları zorla değiştirilmiştir. Ardından Arnavut, Tatar ve Alevî gibi Türk - Müslüman gruplar da aynı süreçten geçirilmiştir. Nihayetinde, yine “komşunun gözleri” hâlen bağlı iken büyükTürk kitlelerine saldırılmıştır.(58) 1984 - 1985’ten önce, Bulgaristan’ın politikası, büyük komşu Türkiye ile iyi geçinmek ve bu politikanın ardına gizlenerek ülkedeki “Türk” kavramını önce sistematik göçlerle, daha sonra ad değiştirme kampanyası ile yok etmekti.

1989 yılının sonunda Bulgaristan’da gerçekleşen rejim değişikliği, Türkiye için çok önemli sonuçlar doğurmuştur. Son 10 - 13 yılda Bulgaristan ve Türkiye arasındaki ilişkiler, tarih boyunca hiçbir zaman olmadığı kadar yoğunluk kazanmıştır. Ayrıca söz konusu ilişkiler, sadece Türk azınlığın durumu ile sınırlı kalmamış, askerî, ekonomik, kültürel ve siyasî iş birliğine gidilmiştir.

Kanaatimizce, 1989 - 2003 yılları arasındaki Türkiye – Bulgaristan ilişkilerini Türk azınlık açısından değerlendirecek olursak, kesin olmamakla birlikte genel hatlarıyla şu şekilde dönemlere ayırabiliriz:

 

  1. 1989 sonu - 1991: Türkiye ve Bulgaristan ilişkilerinin gelişmeye başlaması,
  2. 1991 - 1994: Siyasî, askerî ve ekonomik alanda iş birliğinin artması,
  3. 1994 - 1997: Bulgaristan’da ağır kriz döneminin yaşandığı, özelleştirmenin geciktiği ve Türk sermayesinin Bulgaristan’a girmede tereddütlü davranması,
  4. 1997 - 2001: Türk azınlık ve soydaşlar açısından ilk dönemde ortaya çıkan sorunların çözüme kavuşturulması,
  5. 2001 - 2003: Türk azınlığın önünde yeni perspektiflerin oluşturulması.

1989 yılının sonundan itibaren başlayan Türk - Bulgar ilişkilerinin ilk döneminde, Türkiye’ye göç eden soydaşların ve Bulgaristan’da yaşamaya devam eden Türklerin birtakım haklarının korunması konusunda ikili görüşmeler yapılmıştır. Bununla beraber, her ne kadar Bulgaristan ve Türkiye birbirlerine ihtiyatla yaklaşsalar da pek çok alanda ilişkileri düzeltecek ve iş birliği yapılacak konular gündeme gelmiştir. Başka bir ifadeyle, son dönemde ikili ilişkilerde gözlenen olumlu gelişmelerin tohumları bu dönemde atılmıştır.

1984 - 1989 yılları arasında, Bulgaristan’daki Türklere Todor Jivkov rejiminin uyguladığı baskılar ve Mayıs 1989’dan sonra başlatılan büyük göç dolayısıyla Türkiye - Bulgaristan ilişkileri donmuştur. 1989 yılının sonundan itibaren Jivkov rejiminin yıkılması ile Bulgaristan’ın demokratikleşme sürecine girmesi ve Bulgarların Türk azınlığa karşı tavrının nispeten değişmesi üzerine, Türkiye ve Bulgaristan arasındaki ilişkiler iyileşmiştir.(59)

Bulgaristan Türklerine uygulanan asimilâsyon kampanyasına son verilmesi, Bulgaristan’daki rejim değişikliği ve 1990’da BSP’nin “zorla Bulgarlaştırma kampanyasını” kınaması, Türk kamuoyu tarafından memnuniyetle karşılanmıştır. Ankara, Bulgar vatandaşlarının “her şeyden Todor Jivkov rejiminin sorumlu olduğu” düşüncesine katılarak iki ülke arasındaki ilişkiler için yeni bir sayfa açmaya hazır olduğunu beyan etmiştir. Aynı zamanda, Aralık 1989 ile Ekim 1991 yılları arasında kurulan temaslarda, düne kadar asimilâsyon politikasını yürütmüş olan Komünist Partinin varisi ve ülkeyi idare eden BSP temsilcileri ile muhatap olmada Türkiye’nin çekingen davrandığı gözlemlenmiştir. Bulgar Hükûmeti ise, daha çok Türkiye ile ekonomik ilişkiler geliştirme çabasındadır. İşte bu amaçla, Bulgaristan Başbakanı Andrey Lukanov, Eylül 1990’da Türkiye’ye gelmiştir.(60) Bunun dışında, 1990 yılı boyunca iki ülke arasındaki ilişkiler, daha çok göçmenlerin yerleştirilmesi ve özlük haklarının sağlanması, Bulgaristan’da kalan Türk azınlığın haklarının korunması çerçevesinde dönmüştür.(61)

M.K. Atatürk

"Muhacirler kaybedilmiş topraklarımızın milli hatıralarıdır."

"Balkan milletleri içtimai ve siyasi ne çehre arz ederlerse etsinler, onların Orta Asya'dan gelmiş aynı kandan,

yakın soylardan müşterek cedleri olduğunu unutmamak lazımdır."

M.K. Atatürk

Göçmen Kızıyım

Ece Naz Sönmez
''Ben Bir Göçmen Kızıyım''

Koşukavak Çamları

Ziyaretçi Sayısı

01.04.2009 tarihinden itibaren gelen ziyaretçi sayısı.
111423
BugünBugün625
DünDün482
Bu HaftaBu Hafta1309
Bu AyBu Ay4024
ToplamToplam1114232
Online Ziyaretçi: 4

Copyright © 2009-2017. Koşukavak Yöresi Kültür ve Dayanışma Derneği. Tüm Hakları Saklıdır.

        

Güneştepe Mah. Neşet Ertaş Cad. No:166/A Osmangazi / BURSA
Tel: 0224 2523848