Koşukavak Yöresi Kültür ve Dayanışma Derneği

Koşukavaklıların buluştuğu yer...

Bulgaristan Türkleri

Türkiye-Bulgaristan İlişkilerinin Bulgaristan'daki Türkler Açısından Değerlendirilmesi - 1989 - 2002 Tarihleri Arasında Bulgaristan Türklerinin Durumu

Makale Dizini

2. 1989 - 2002 Tarihleri Arasında Bulgaristan Türklerinin Durumu

29 Aralık 1989’da Todor Jivkov rejiminin yıkılışının ardından, Bulgar milliyetçilerinin Türk azınlığa karşı tepkisi dinmemiştir. Hükûmetin Türk azınlığın ve diğer Müslümanların haklarını geri verme kararını protesto etmek için, Güney Bulgaristan’ın Kırcaali şehrinde Ulusal Çıkarları Savunma Komitesi kurulmuştur. Bu komite ve komiteyi destekleyen Bulgar milliyetçileri, Müslümanlara adlarının geri iade edilmesine ve azınlıkların bulunduğu bölgelerdeki okullarda “Türkçe”nin ders olarak okutulması kararına karşı çıkmakta idiler. Milliyetçilere göre, Bulgaristan’da azınlıklara yer yoktu. Onlara göre, azınlıklar ya asimile olacaklar ya da göç edeceklerdi. Radikal Milliyetçi Parti, açıkça isteklerini dile getirmekte idi. Türkler Bulgaristan’dan kovulacak ve yerine Moldova’dan Bulgarlar getirilecekti.(29) Birkaç gün içinde, milliyetçi söylemler ve yürüyüşler Bulgaristan’ın diğer bölgelerine de sıçradı. Sofya, Filibe (Plovdiv), Hasköy (Haskovo), Plevne (Pleven), Şumnu (Şumen), Rusçuk (Ruse), Eski Cuma (Tırgovişte) ve İslimiye (Sliven) gibi şehirlerde yürüyüşler düzenlenmekte idi. Milliyetçilere göre, Müslümanların haklarının geri verilmesi, mutlaka “kültürel özerklik isteklerine” yol açacaktı ki, bu da “Bulgar kültürel yapısını” zedeleyecekti. Bulgar milliyetçilerinin diğer endişeleri de Türkiye’nin Bulgaristan’ı işgal edip “Türk ve Türk olmayanlar” olmak üzere ikiye ayırması; yani “ikinci bir Kıbrıs” yaratması idi. Ayrıca, doğum oranı yüksek olan Türklerin kısa sürede çoğalıp Bulgaristan’ı Türkleştireceğinden ve Müslümanlaştıracağından endişe ediliyordu.(30)

8 - 12 Ocak 1990’da Sofya’da bir konferans toplandı. Bu toplantıda, ülkedeki azınlıklar sorunu masaya yatırıldı. Konferansın sonunda her iki tarafı memnun edecek bir bildirge yayımlandı. Buna göre, Müslümanlar kendi adlarını geri alabilecek, ibadetlerini serbestçe icra edebilecek, geleneklerini yaşayabilecek ve Türkçeyi günlük hayatta kullanma hakkına sahip olacaktır. Ancak, diğer taraftan da Bulgaristan sınırları dâhilinde tek resmî dilin Bulgarca olduğu ilân edilmekte idi. Dolayısıyla 6 Mart 1990’da Parlâmento, Bulgar Vatandaşlarının İsim Kanunu’nu kabul ederek Türklerin, Türk - Müslüman adlarını geri almalarını sağlamıştır. Bu arada, Türklerin Türkçe gazete çıkartma, dinî eğitim veren okullar açma ve Türkçe dersler koydurma girişimleri, Bulgar milliyetçilerini yeniden harekete geçirmiştir. Bulgar medyası da bu aşırı milliyetçi faaliyetleri destekleyerek Türk karşıtı hikâyeler uydurup okuyucularına sunmakta idi. Bulgar Sosyalist Partisi (BSP), bu hikâyelerden bir çoğunu seçim kampanyalarında kullanmıştır.(31) BSP, özellikle 1991’deki erken seçim kampanyasında, daha önceki dönemde Türk karşıtı söylemlerden kaçınırken bu kez taktik değiştirip propaganda faaliyetlerinde Türk düşmanlığına yer vermiş, Temmuz 1991’de kabul edilen Bulgaristan Anayasası’nın 11 nci maddesine dayanarak HÖH’nin etnik ve dinî temellere dayalı bir parti olduğu için kapatılmasını istemiştir.(32) Fakat seçmenlerin çoğunluğu bu tür söylemlere soğuk bakmış, BSP’nin rakibi Demokratik Güçler Birliği (DGB), seçimleri kazanan parti olmuştur. 1992 - 1994 yılları arasında, BSP yine iktidara geldi ise de bu kez Türk karşıtı söylemleri geri plâna itip Jelyu Jelev üzerindeki etkisini kullanarak siyasî ve ekonomik gücüne yeniden kavuşmaya çalışmıştır.(33) Milliyetçi söylemler, DGB’de de görülmektedir. Örneğin, 1992 yılında yapılan nüfus sayımı sırasında, Pomakların oturduğu Yakuruda ve Nevrokop (Gotse Delçev) bölgesinin sakinleri, kendilerinin Türk ve ana dillerinin de Türkçe olduğunu beyan etmişlerdir. Bulgar medyası ve siyasî partiler, bu durumdan faydalanarak karşı kampanya başlatmış ve HÖH’yi Pomakların(34) oturduğu bölgeleri “zorla Türkleştirme” çabasında olmakla suçlamıştır. Neticede, bölgede incelemeler yapmak üzere hem BSP hem de DGB taraftarlarından oluşan bir komisyon tertip edilmiş ve bu komisyonun raporu üzerine Parlâmentoda 240 milletvekilinden 160’ının oyu ile Yakuruda ve Nevrokop (Gotse Delçev) bölgelerindeki sayım sonuçlarının iptali kabul edilmiştir.(35)

M.K. Atatürk

"Muhacirler kaybedilmiş topraklarımızın milli hatıralarıdır."

"Balkan milletleri içtimai ve siyasi ne çehre arz ederlerse etsinler, onların Orta Asya'dan gelmiş aynı kandan,

yakın soylardan müşterek cedleri olduğunu unutmamak lazımdır."

M.K. Atatürk

Göçmen Kızıyım

Ece Naz Sönmez
''Ben Bir Göçmen Kızıyım''

Koşukavak Çamları

Ziyaretçi Sayısı

01.04.2009 tarihinden itibaren gelen ziyaretçi sayısı.
111424
BugünBugün639
DünDün482
Bu HaftaBu Hafta1323
Bu AyBu Ay4038
ToplamToplam1114246
Online Ziyaretçi: 6

Copyright © 2009-2017. Koşukavak Yöresi Kültür ve Dayanışma Derneği. Tüm Hakları Saklıdır.

        

Güneştepe Mah. Neşet Ertaş Cad. No:166/A Osmangazi / BURSA
Tel: 0224 2523848