Koşukavak Yöresi Kültür ve Dayanışma Derneği
Koşukavaklıların buluştuğu yer...
Bulgaristan Türkleri
Bulgaristan’daki Başmüftülük Krizine Stratejik Yaklaşım
Makale Dizini
Sayfa 1 / 6
Bulgaristan’da son dönemde yaşanan Başmüftülük krizi, ülkenin etnik ve dinsel azınlıklar konusunda sağladığı hakları ve azınlıklara karşı izlediği politikaları bir kez daha gündeme getirmiştir. Yaşanan bu kriz, ülkedeki Müslüman ahalinin sinirlerinin her geçen gün biraz daha gerilmesine neden olurken; etnik ve dinsel barışın da risk altına girmesine neden olmaktadır.
Bulgaristan Müslümanlarına Genel Bakış
Bulgaristan’da Jivkov diktasına bir ‘saray darbesi’ ile son verilmesinin ardından ülkede demokrasi rüzgârları esmeye başlamıştır. Bulgaristan Türkleri bu dönemde partileşme yoluna giderek Bulgar siyasi yaşamına entegre olurlarken; Sofya Yönetimi 1984-89 yılları arasında Türk azınlığa uyguladığı asimilasyon politikaları ve sonucunda gerçekleşen zorunlu göç dolayısıyla sorun yaşadığı Türkiye ile ilişkilerini geliştirmenin yollarını aramıştır. Bu kapsamda Türk azınlık, Sofya Yönetimince iki ülke arasındaki ilişkilerde köprü olarak kullanılmak istenmiş ve Türklere azınlık haklarında sembolik bir takım iyileştirmelerde bulunulmuştur. Ancak, bu iyileştirmeler azınlığı tatmin etmekten çok uzak olmuştur.
Bulgaristan Türkleri etnik anlamda bazı haklarını elde etmiş olsalar da; dinî anlamda ülkedeki Müslümanlar yaşanan demokratikleşme sürecinden olumlu yönde yeterince faydalanamamışlardır. Söz konusu durum da 1990 ve takip eden yıllarda çözümlen(e)meyen ve göz ardı edilen hayatî nitelikteki konuların daha sonraki dönemlerde çok daha makro ölçekli sorunlar olarak ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu çerçevede, Başmüftülük seçimleri örnek olarak gösterilebilir.
Aslında Başmüftülük seçimleri konusu, dinî sorunların yalnızca bir boyutunu oluşturmaktadır. Bunun yanı sıra, Bulgaristan Müslümanlarına yönelik misyonerlik çalışmalarından, Osmanlı’dan kalma vakıf malları meselesine; Müslüman din adamları konusundaki yetersizlikten, Müslümanlara yönelik toplumsal yaşamda ayrımcılığa (özellikle Türklere yönelik) ve maddî sorunlara kadar bir dizi husus bu kapsamda değerlendirilebilir. Dolayısıyla Bulgaristan Müslümanlarının yaşadığı sorunlar tek boyutlu değil; çok boyutlu bir görüntü arzetmektedir.
Bulgaristan’daki Müslümanlar deyince, genel olarak Türk azınlık anlaşılsa da; ülkedeki Müslümanlar, Türklerin yanı sıra Pomak, Roman ve Tatarlardan teşekkül olmaktadır. Diğer bir deyişle, Bulgaristan Müslümanlarının Başmüftülük makamı sadece Türklerin değil; farklı etnik kökenden gelen Müslüman grupların da dinî otoritesidir. Bu açıdan bakıldığında; Başmüftülüğün, Türk, Pomak, Roman ve Tatarları din ortak bir paydasında buluşturabilen stratejik bir kurum olduğu görülmektedir.
Hâlihazırda Bulgaristan Müslümanlarının 1400’ün üzerinde cami ve mescidi bulunurken; bunlardan 230 kadar cami, imam yetersizliğinden dolayı ibadete kapalıdır. Öte yandan, Sofya’daki Başmüftülük kurumuna bağlı 18 bölge müftülüğü ile 1000 civarında imam, 1,5 milyonun üzerinde bir nüfusa sahip olan Müslümanlara hizmet etmektedir. Ayrıca, ülkede 3 tane İmam Hatip Lisesi’nin (Rusçuk, Şumnu ve Mestanlı) yanı sıra, Sofya’da da Yüksek İslam Enstitüsü mevcuttur.[i] Başmüftülük tarafından koordine edilen imam yetiştirme kursları ile birlikte, yaz aylarında Kur’an kursları düzenlenmekte ve Türkiye’ye ilahiyat alanında eğitim görmek üzere öğrenciler gönderilmektedir. Bulgaristan Müslümanlarının kurumsal anlamda sahip olduğu araç ve gereçler bu unsurlarla şekillense de; özellikle finansal sıkıntılar, Müslümanlara götürülen hizmetlerin aksamasına yol açmaktadır. Örneğin imamların bir bölümü maaş alamamakta; geçimlerini ise halktan toplanan yardımlarla temin etmektedir.
Son Eklenenler
Çok Okunanlar
- Türkiye-Bulgaristan İlişkilerinin Bulgaristan'daki Türkler Açısından Değerlendirilmesi
- Bulgaristan’daki Başmüftülük Krizine Stratejik Yaklaşım
- Son Dönem Ankara-Sofya İlişkilerinin Analizi
- Geleneksel Koşukavak Panayırı Büyük Coşku İçinde Yapıldı
- Balkanlar’da Soydaşlarımızın Maruz Kaldığı İnsan Hakları İhlalleri